Rahim Kanserini Erkenden Saptamak Mümkün Müdür?

Rahim kanserini henüz erken evredeyken saptamanın en iyi yolu, rahim kanseri ile ilişkili şikayetleriniz olduğunda bir sağlık profesyonelinden yardım istemektir. Bu şikayetler anormal vajinal kanama veya kanlı vajinal akıntı veya âdet kanamalarının çok fazla olması ve ara kanamalar görülmesi olabilir. Özellikle dikkat edilmesi gereken ana şikâyet menopoz sonrasında yani bir kadının adetleri kesildikten sonra kanamasının olmasıdır. Erken teşhis ile birlikte bu kanserin tedavi başarısı oldukça yüksektir ve sonuçlar yüz güldürücüdür.

Rahim Kanseri İçin Tarama Testleri.

Tarama testi bir hastalık henüz bulgu vermeden onu saptamak için yapılan testlere verilen isimdir. Kanser için yapılan tarama testlerinin amacı, kanseri henüz çok erken bir evrede yakalayıp hastalar için en iyi sonucu almaktır.

Şu tarih itibariyle ailesinde erken yaşta saptanan rahim kanseri ve Lynch sendromu gibi kalıtsal bir durumu olmayan hastalar için kullanılmakta olan bir tarama testi bulunmamaktadır. Bununla beraber, menopoz sonrası kanama, lekelenme veya akıntı tarif eden hastaların hekimlerine başvurması önerilmektedir. Kadınların aynı zamanda düzenli jinekolojik muayeneye gelmeleri de önerilir, bu muayeneler sırasında bazı kanser öncüsü durumlar saptanabilir fakat erken evre bir rahim kanserinin bu şekilde saptanması mümkün değildir.

Rahim ağzı kanseri(serviks kanseri) için yapılan rahim ağzı yayması(smear) veya HPV testi gibi testler ise rahim kanserinin saptanması için çok etkili değildirler. Bazı rahim kanserlerinde rahim ağzı yaymalarında bir takım anormal hücreler görülebilse de rahim kanserinin bu şekilde taranabilir olduğunu söylemek pek doğru olmaz.

Rahim kanseri için yüksek risk grubunda olan kilolu, şeker hastası, aile öyküsü olan veya tamoksifen kullanmakta olan hastaların ise herhangi bir anormal vajinal kanama veya lekelenmeleri olması halinde ivedilikle doktorlarına başvurmaları önerilir.

Lynch sendromu veya Herediter non-polipoz koln kanseri olan hastalarda ise rahim kanseri riski çok yüksektir, bu hastaların 35 yaşından itibaren yıllık rahim duvarı biyopsisi yaptırmaları tavsiye edilir. Gene bu hastaların ailelerini tamamladıktan sonra rahim ve yumurtalıkların alınması ameliyatına yönlendirilmeleri en doğru yaklaşım olacaktır.

Rahim Kanserinin Bulgu ve Belirtileri

Rahim kanserinin kendine has birkaç belirtisi mevcuttur, hastalık ilerledikçe(yani evresi arttıkça) bu belirtiler çoğalırlar.

Artmış Vajinal Kanama, Lekelenme ve Menopoz Sonrası Kanama:

Rahim kanserli hastaların %95’inde anormal vajinal kanama şikayeti görülür ve hastalığın en önemli bulgusudur. Bu adet düzeninin değişmesi şeklinde, ara kanamlar şeklinde veya adetten kesildikten sonra tekrar kanama başlaması şeklinde görülebilir. Bu şikayetler olması mutlaka rahim kanseri varlığına işaret etmez fakat bu durumun bir hekim tarafından değerlendirilmesini zorunlu kılar. Bir kadın menopoza girdiyse, Türkiye’de ortalama menopoza girme yaşı yaklaşık olarak 48-51 arasında değişir, ve tekrar kanama, vajinal lekelenme veya anormal bir akıntı olduğunu belirtiyorsa profesyonel destek alması muhakkaktır.

Artmış vajinal akıntının kanlı olmaması halinde bile özellikle menopoz sonrasında bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Kasık ağrısı, Karında Kitle ve Kilo Kaybı:

Kasık bölgesinde ağrı olması, ele gelen bir kitle veya yumrunun hissedilmesi ve istemsiz kilo kaybının olması da rahim kanseri belirtisi olabilir. Bununla beraber bu sıralanan şikayetler daha çok hastalığın ileri evrelerinde görülür, erken evrede en sık saptanan bulgu anormal vajinal kanama olmaktadır. Bununla beraber, bu tarz şikayetleri olan bir hastanın ihmal etmesi ve hekim tavsiyesi almakta gecikmesi sonucunda hastalık daha da ilerleyebilir, bu da tedavi başarısını azaltacaktır.

Rahim Kanserinin Saptanması İçin Kullanılan Yöntemler

Rahim kanseri en sık olarak çeşitli şikayetleri olan bir kadının bir hekime genellikle de bir kadın-hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmasıyla tanı alır. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları özellikle anormal kanaması olan hastaların değerlendirilmesinde uzmanlaşmış hekimlerdir. Rahim kanseri tanısı koyulduktan sonra ise eğer koşullar mevcut ise hastaların jinekolojik onkoloji cerrahlarına yönlendirilmesi uygun olacaktır. Jinekolog onkologlar rahim kanseri(Endometrium kanseri), yumurtalık kanseri(over kanseri) ve rahim ağzı kanseri(serviks kanseri) gibi kadın üreme sistemi kanserleri üzerine özellikli eğitim almışlar ve bu hastalıkların tedavileri üzerine uzmanlaşmış hekimlerdir.

Hastalığın Hikayesinin Alınması ve Fiziksel Muayenesi.

Eğer bir hastada rahim kanserinin neden olabileceği bulgu ve şikayetler mevcutsa (Bkz. Rahim Kanserinin Bulgu ve Belirtileri) vakit kaybetmeden bir hekimden yardım istemesi faydalı olacaktır. Doktorunuz, şikayetlerinizi dinleyecektir ve özgeçmişinizde ve aile öykünüzde rahim kanseri riski arttırabilecek durumları değerlendirip bir yol haritası çıkaracaktır. Bundan sonraki aşamada doktorunuz genel bir fizik muayene ve jinekolojik muayene yapıp ilk değerlendirmenizi bitirmiş olacaktır.

Ultrason İle Değerlendirme.

Kadınsal şikayetler ile başvuran bir hastada ilk yapılan değerlendirme testlerinden birisi de ultrason ile incelemedir. Ultrasonografik değerlendirme rahim, yumurtalıklar ve tüpler hakkında oldukça detaylı bilgiler sunabilir. Ultrason genel olarak ses dalgaları ile çalışan bir teknoloji kullanır ve dokulardan yansıyan ses dalgalarının tekrar bilgisayar işlemcisinden geçirilerek ekrana yansıtılması ile kadın iç organlarının bir görüntüsü sağlanmış olur.

Karından yapılan ultrasonda, ultrasonun ucu karnın alt tarafında gezdirilerek rahim, yumurtalık ve diğer karın içi organlar değerlendirilir.

Transvajinal ultrasonografide ise daha ince ve parmak kalınlığında bir ultrason ucu, hazne(vajina) dan geçirilerek kadınlık organlarının daha detaylı ve yakın görüntüleri elde edilebilir. Bu yöntemler rahim içi zarındaki kalınlaşma, rahim içi polipleri veya rahim duvarında yer kaplayan miyom gibi yapıların detaylı görüntüleri ve ölçümleri alınabilir.

Bazı merkezlerde sulu ultrason denen ayrı bir ultrason yöntemi ile rahim içi zarının daha iyi görüntülenmesi hizmeti verilmektedir. Salin infüzyon sonografisi veya SIS diye adlandırılan bu yöntem özellikle rahim içi poliplerin görülmesi için çok değerlidir.

Rahim Duvarından Parça Alınması:

Rahim zarında ne tür değişiklikler olduğunun tam anlamıyla anlaşılabilmesi için doktorunuzun bir miktar doku örneği alıp bunun mikroskop altında değerlendirilmesi gerekir. Rahim içi zarı örneklenmesi veya rahim duvarı kazınması denen bu işleme tıbbi olarak endometrial biyopsi veya küretaj işlemi adları da verilir. Genellikle bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından gerçekleştirilen bu işlem sırasında doktorlar kamera ile rahimin içine bakılma işlemi olan histeroskopiyi de ekleyebilirler.

  • Rahim Duvarı Kazınması (Endometrial Biyopsi)

Rahim duvarından parça alınması işlemi rahim kanseri tanısı için yapılacak en önemli ve en değerli işlemdir. Bu işlem için çoğunlukla genel anesteziye ihtiyaç olmasa da hastaların arzusuna göre anestezi altında da gerçekleştirilebilir. Çok ince milimetrik bir içi boş tüp rahim ağzından geçirilerek rahim iç zarına ulaşılır ve vakum etkisi ile buradan bir parça doku örneği alınır. Alınan doku örneği mikroskop altında inceleme yapılmak üzere patoloji laboratuvarına ulaştırılır. Bzen bu işlem öncesinde rahim ağzına bir miktar uyuşturucu iğne yapılabilir.

  • Histeroskopi

Histeroskopi doktorların çok ince bir kamera sistemi kullanarak rahim duvarını incelemek için yaptıkları işlemdir. Bu işlem sırasında rahim iç zarı daha yakında değerlendirilebilir ve içeride saptanan polip veya düzensiz alan gibi görünümlere müdahele edilip biyopsi alınabilir.

  • Küretaj

Bazı zamanlarda yukarıda belirtilen ince tüpler ile yapılan endometrial biyopsi materyalleri yetersiz olarak gelebilir, eğer hastanın şikayetleri geçmediyse ve hekimler rahim kanserinden şüphelenmeye devam ediyorlarsa daha fazla doku örneği almak için küretaj işlemi yapılır. Bu işlem sırasında rahim ağzının genişletilmesi gerekir ve ağrılı bir işlem olduğundan anestezi altında yapılmasında fayda vardır. Kürtaj ile alınan doku örnekleri çoğu zaman patolojik değerlendirme için yeterli olurlar.

Rahim Zarından Alınan Doku Parçalarının İncelenmesi

Endometrial biyopsi veya küretaj ile alınan rahim duvarı örnekleri patologlar tarafından çeşitli özel boyalar ile boyandıktan sonra mikroskop altında incelenirler. Eğer kanser saptanırsa, patoloji laboratuvarının sonuç raporunda hangi tür rahim kanseri olduğu (endometrioid, berrak hücreli veya seröz tip) ve bu tümörün derecesi bildirilir.

Rahim kanserinin derecesi patologlar tarafından 1 ile 3 arasında derecelendirilir bu değerlendirmeyi yaparlarken patologlar kanser hücrelerinin normal hücrelere ne oranda benzediklerini değerlendirirler. 1.derece bir kanser sağlıklı rahim iç zarı dokusuna daha çok benzeyen bir kanseri belirtirken 3.derece bir kanser ise normal dokudan çok farklılaşmış bir tümörü anlatır. 3.derece(grade) kanserler daha agresif seyirlidirler ve tedavilerinde cerrahiye ek olarak kemoterapi ve radyoterapi kullanılması da gerekebilir.

Eğer doktorunuz herediter non-polipoz kolon kanserinden (Lynch sendromu) şüphelendiyse, rahim duvarından alınan parçalara özel boyalar kullanarak bu durumu değerlendirebilir ve sonrasında genetik inceleme için bir kan testi de yapılabilir.

Kanser Tanısı Koyulduktan Sonra Yayılımın Araştırılması:

Rahim kanseri tanısı koyulduktan sonra doktorunuz hastalığın başka organlara sıçrayıp sıçramadığını araştırmak için çeşitli testler isteyebilir.

  • Akciğer Röntgeni:
    Eğer akciğerlerde bir yayılma varsa bunlar bazen akciğer filmlerinde saptanabilirler fakat çoğunlukla tomografi gibi daha gelişmiş radyolojik tetkikler ile bu durum yeniden teyit edilmelidir.
  • Bilgisayarlı Tomografi:
    Bilgisayarlı tomografi(BT), bazen ilaçlı tomografi olarak da geçer, X ışınları kullanılarak vücuttaki organ sistemlerinin kesitlerini alana ileri radyolojik inceleme yöntemidir. BT rahim kanserinin tanısının koyulması için kullanılmaz fakat tanı almış bir hastadaki yayılımı saptamak için veya tedavisini tamamlamış bir hastada yeniden kanser üremesi olmuş mu diye değerlendirme amacıyla kullanılır.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme:
    Manyetik rezonans görüntüleme (Emar-MR), radyo dalgaları kullanarak vücuttaki organları görüntüleyen bir yöntemdir. MR ile özellikle rahim kanserinin rahim duvarına doğru ne kadar ilerlediği saptanabilir. MR aynı zamanda lenf bezlerinin değerlendirilmesi ve bu bölgelere sıçramış hastalığın saptanması için de değerlidir.
  • Pozitron Emisyon Tomografisi:
    Pozitron emisyon tomografisi ya da PET, radyoaktif şeker molekülleri kullanarak yapılan bir tetkiktir. Kanserli hücreler radyoaktif şeker moleküllerini sağlıklı dokulara göre daha fazla tükettikleri için PET’de sinyal oluştururlar. PET taramasının erken evre rahim kanseri için rutin olarak kullanılmasına gerek yoktur, bununla beraber ilerlemiş veya tekrar ettiğinden şüphelenilen hastalarda kullanılabilir.

Kan Testleri

Rahim kanseri tanısı koyulduktan sonra yapılması gereken özel bir kan tetkiki yoktur. Rahim kanserli hastalarda artmış bir vajinal kanama olmasından dolayı bu hastalarda kansızlık olabilir dolayısı ile bir tam kan sayımı ile kan değerleri kontrol edilmelidir.

CA-125 testi.

CA-125 rahim kanseri ve yumurtalık kanseri hücreleri tarafından kan akımına salınan bir maddedir. Rahim kanseri olan bir hastada aynı zamanda yüksek CA-125 değerleri olması bu hastalığın rahim dışına çıktığının bir göstergesi olabilir. Bazı hekimler tedaviye başlamadan Ca-125 değerlerini ölçebilirler ve tedavi sonrasındaki değerler ile karşılaştırarak tedaviye verilen yanıtı değerlendirebilirler. Unutulmaması gereken en önemli nokta CA-125 testinin rahim kanseri tanısında bir yeri olmadığıdır, rahim kanseri tanısı rahimden alınan doku parçasıyla koyulur.

Rahim Kanserinin Evreleri

Bir kadına rahim kanseri koyulduktan sonra, doktorlar öncelikle bu hastalığın ne kadar ilerlediğini saptamaya çalışırlar, buna kanserin evrelendirilmesi denir. Bir kanserin evresinden bahsedildiğinde aslında vücutta bulunan kanser hücresi miktarından ve nerelerde bulunduğunda bahsediliyordur. Kanser evrelendirmesi, karşılaşılan kanserin ne durumda olduğu ve bu kanserin en iyi şekilde nasıl tedavi edileceği konusunda bilgi verir. Bir kanserin evresi tedaviyi ve tedavi sonuçlarını belirleyen en önemli faktördür.

Rahim kanseri evreleri, I ve IV arasında değişir. Kural olarak bu rakam ne kadar küçükse kanser o kadar az yayılmış demektir. Evre IV hastalık demek rahim kanserinin vücudun diğer bölgelerine yayıldığını gösterir.

Kanserin Evresi Nasıl Belirlenir?

Rahim kanseri, cerrahi olarak evrelenir. Bu şu demektir, rahim, yumurtalıklar ve kanseri sıçrama olasılığı olan lenf nodları ameliyat ile çıkartılarak patologlara gönderilir. Patologlarda rahim kanserinin, rahim duvarına, rahim ağzına, diğer karın içi organlara ve lenf bezlerine yayılma durumuna göre bir rapor düzenlerler.

2010 yılında yayınlanan Uluslararası Kadın Hastalıkları ve Doğum Organizasyonu(FIGO-(International Federation of Gynecology and Obstetrics) evreleme sistemine göre rahim kanserinin evreleri şu şekildedir.

  • IA Tümör rahime sınırlı ve tümör rahim kasının yarısından azına ilerlemiş.
  • IB Tümör rahime sınırlı ve tümör rahim kasının yarıdan fazlasına ilerlemiş.
  • II Tümör rahime sınırlı fakat tümör rahim ağzına ilerlemiş.
  • IIIA Tümör rahim duvarına tam kat işlemiş.
  • IIIB Tümör vajinaya ve çevresine ilerlemiş.
  • IIIC1 Tümör bacak damarlarına giden damarların etrafındaki lenf bezlerini tutmuş.
  • IIIC2 Daha yukarıdaki ana toplardamar ve atardamarların etrafındaki lenf bezleri de tutulmuş.
  • IVA Tümör idrar torbası ve kalın barsağa ilerlemiş.
  • IVB Tümör akciğer, karaciğer veya daha başka uzak organlara yayılmış.

Ameliyat ile kanserin evresi belirlendikten sonra hasta için uygun olabilecek en iyi takip veya ek tedavi şekilleri belirlenir.

Rahim Kanseri Olduktan Sonraki Yaşam Süresi Nedir?

Kanser hastalarında tedavi sonrası yaşam oranlarını anlatmak için sağkalım denen rakamlardan bahsedilir. Sağ kalım oranları, kanser tanısı koyulan hastaların bu tanıyı takiben geçen belli bir sürede, genelde bu süre 5 yıl olarak alınır, ne kadarının yaşamaya devam ettiğini belirten oranlardır. Sağ kalım oranları bir hastanın ne kadar yaşayacağını belirlemez, ama bu durumla karşılaşıldığındaki tedavi seçenekleri ve onların başarı olasılıkları hakkında bir fikir verebilir.

Lütfen unutmayınız ki sağ kalım oranları kalabalık gruplar içinde yapılmış geniş çalışmalardan üretilmişlerdir ve bir hastanın bireysel sonuçları hakkında bir tahminde bulunmak için yeterli değildirler. Bu rakamlar kafa karıştırıcı olabilir, bu konuda yapılacak en iyi şey sizin hastalığınızı en iyi bilen doktorunuzla görüşmektir.

Rahim kanseri için 5 yıllık sağ kalım oranlarına bakıldığında:

  • Erken evre hastalık için %95
  • Bölgesel ilerlemiş hastalık için %69
  • Uzak organlara yayılmış hastalık için %17
  • Tüm evreler birleştirildiğinde ise kabaca %81’dir.

Hekiminize danışabileceğiniz diğer sorular:

  • Rahim kanseri ölümcül müdür?
  • Rahim kanserinin sağkalım oranları nedir?
  • Rahim kanseri olduktan sonra ne kadar yaşarım?
Open chat